Tebliğname No : 15 - 2011/286139MAHKEMESİ : Kocaeli 4. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/07/2011NUMARASI : 2009/374 (E) ve 2011/368 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Sanığın, çarşıda gezen katılanın yanına yaklaşarak kendisini hatırlayıp hatırlamadığını sorması üzerine kendisini çıkaramadığını belirten katılana daha önce Seka’da birlikte çalıştıklarından tanışıklıklarının bulunduğunu söyledikten sonra kurban işini ne yaptığını sorduğu, katılanın arkadaşları ile büyükbaş hayvan alacaklarını söylemesi üzerine ise, annesinin vefat ettiğini, hayvanına bakacak kimsesinin kalmadığını, bu hayvanı uygun fiyata satabileceğini belirttiği, bu şekilde katılan ile 250 TL'ye hayvan satımı hususunda anlaşmaları üzerine parayı teslim aldıktan sonra akşam saat 16:00’da kurbanı getireceğini belirtmesine ve nakliye parası olarak 70 TL almasına rağmen getirmediğinin iddia edildiği olayda; katılanın sanığa suç isnadında bulunmasını gerektirecek bir nedeninin bulunmaması, yine şikayet dilekçesinde vermiş olduğu telefon numarasının sanığa ait olduğunun anlaşılması ile yargılamanın hiçbir aşamasında herhangi bir şekilde teşhis işleminin yaptırılmaması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, katılan ile sanığın mahkeme huzurunda usulüne uygun bir şekilde yüzleştirilmelerinin yaptırılması, bunun mümkün olmaması halinde ise, sanığın teşhise elverişli önden ve yandan çekilmiş fotoğraflarının temin edilerek katılanın kesin teşhisinin sağlanmasından sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesine uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.