Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17807 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5470 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 15 - 2011/309337MAHKEMESİ : Konya 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 26/07/2011NUMARASI : 2011/76 (E) ve 2011/318 (K)SUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir. Sanığın, özel muayenehanesini kapatmadığı halde, çalıştığı idareye kapattığını bildirerek döner sermayeden daha fazla ek ödeme aldığı, İl Sağlık Müdürlüğü yetkililerince yapılan denetimler sonucunda, muayenehanenin gerçekte kapatılmadığının anlaşıldığı, ayrıca bu hususun sanıkla aynı işyerinde çalışan tanık Dr. M.. D.. tarafından da doğrulandığı, böylece sanığın, işyerini kapatmadığı halde kapattığını belirterek daha fazla döner sermaye almak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, Sanığın, yanlış bildirimde bulunarak, fiilen muayenehane işletmediğini belirttiği, bu beyan üzerine de ilgili kurumun, sanığa daha fazla döner sermaye ödemesinde bulunduğu, sanığa, fazla ödeme yapılması için, beyanda bulunulmasının yapılmasının yeterli kabul edildiği dikkate alınarak ve sanığın eylemi sonucu kurumun zincirleme şekilde zarara uğradığının anlaşılması karşısında, sanığın TCK'nın 158/1-e, 43. maddeleri gereğince mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.