Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17360 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 983 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 15 - 2011/279790MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 19/04/2011NUMARASI : 2009/327 (E) ve 2011/198 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma (değişen suç vasfına göre dolandırıcılık)Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, katılanın sahibi olduğu A. Turizm Taşımacılık Taahhüt Yemekçilik Limited Şirketinde çalıştığı sırada şirket tarafından yemek verilen kurum olan Tapu ve Kadastro Müdürlüğü'nden şirket adına 05/08/2008, 07/08/2008 ve 15/08/2008 tarihlerinde makbuz karşılığı toplam 6.000 TL para tahsil edip şirket yetkililerine teslim etmediğinin iddia edildiği olayda,1-Sanığın şirkete gönderdiği 29/08/2008 tarihli istifaname ile şirketten ayrıldığının anlaşılması karşısında söz konusu paraları tahsil ettiği tarihte halen şirketi temsile yetkili olduğu, bu çerçevede tahsil ettiği paraları şirkete teslim etmeyip uhdesinde tutarak suçu işlediği, suçun işlenmesi sırasında herhangi bir hilenin kullanılmadığı anlaşılmakla, eylemin 5237 sayılı TCK'nın 155/2 kapsamında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülerek dolandırıcılık suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini, 2-Kabule göre de, sanığın, farklı tarihlerde katılanın yetkilisi olduğu şirkete ait parayı tahsil ederek menfaat temin etmesi şeklindeki eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinde yer alan zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,3-Sanık hakkında belirlenen gün sayısı, paraya çevrilirken sevk maddesi olarak TCK'nın 52/2. maddesinin gösterilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 27/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.