Tebliğname No : 11 - 2011/53256MAHKEMESİ : Kadıköy 4. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 04/05/2010NUMARASI : 2008/236 (E) ve 2010/436 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanık hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Katılan ile İ.Dış Ticaret Limited Şirketi'nin birlikte kullandıkları büroda sekreter olarak çalışan sanığın, çalıştığı süre zarfında sahte ödeme talimatları düzenleyerek G. Bankası H. Şubesinde bulunan katılanın hesabından 27.04.2005 tarihinde 200 TL, 10.06.2005 tarihinde 400 TL, 07.12.2005 günü 1.000 TL, 09.12.2005 tarihinde 500 TL, 15.12.2005 tarihinde 400 TL, 20.12.2005 tarihinde 500 TL'yi A.A. Şubesinde bulunan kendi hesabına göndermek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda; sanığın savunmasında katılanın kayden İ. Dış Limited Ticaret Şirketi'nin sahibi gözükmese de fiilen sahibi olduğuna dair beyanı ile sanık hakkında İ.Dış Ticaret Limited Şirketi'nin hesabından da benzer şekilde sahte ödeme talimatları düzenleyerek kendi hesabına para aktardığından bahisle Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2006/7251 sayılı soruşturma yürütüldüğünün anlaşılması karşısında, mükerrir yargılamanın önüne geçmek amacıyla Kadıköy Başsavcılığı'nın 2006/7251 sayılı soruşturma sayılı dosyasının akıbetinin sorulması ile dava açılmış ise dosyasının getirtilerek incelenmesi, aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı dikkate alınarak gerektiğinde davaların birleştirilme yoluna gidilmesi, hüküm kesinleşmiş ise bu dosya içerisine konularak delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.