Tebliğname No : 11 - 2011/17753MAHKEMESİ : Denizli 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 14/04/2010NUMARASI : 2009/338 (E) ve 2010/238 (K)SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının,ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.Sanık Ö.. İ..'nun katılan K.. Z..'in evinde 2007 yılında 2-3 ay kiracı olarak kaldığı evden çıktığı sırada K.. Z..'in yaşlılığından da yararlanarak senet görüntüsü vermemesi için piyasada bulunan matbu senetleri kullanmayarak kendi el yazısı ile hazırladığı katılanı 50 000 TL borçlu gösteren kambiyo senedi vasfındaki belgeyi katılana imzalattığı ve arkadaşı M.. Y..'a vererek söz konusu senede dayanarak icra takibi başlatmasını sağladığı iddia edilen olayda: Katılan hakkında Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanlığınca verilen 20.04.2009 tarihli raporda "...bireyde Demans tanısı düşünülmüş olup, işitmede güçlük nedeniyle iletişimin zor kurulduğu, okuyamadığı, matematiksel becerilerinde bozulma olduğu ve algılama yeteneğinde zayıflama bulunduğu kanaatine varıldığı" belirtilmiş olup, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 26.02.2010 tarihli raporunda "....kurulumuzca kişide tespit edilen Demansiyel Sendrom başlancığı denilen bu akli arızanın klinik, fizyopatolojik ve ilerleyici vasfı da dikkate alındığında, senet imzaladığı 05.05.2007 tarihine teşmil ettirilemeyeceği tıbbi kanaatine varıldığı" tespitinin belirtilmesi karşısında, raporların kapsamı itibariyle yeterince kanaat verici nitelikte bulunmadığından Adli Tıp Kurumu Kanununun 15/a maddesi uyarınca dosyadaki tıbbi rapor ve belgeler ile gerekirse katılanın Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilerek suç tarihinde katılanın 5237 sayılı TCK'nın 158/1-c kapsamında algılama yeteneginde zayıfllama sözkonusu olup olmadığının tespiti ile elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasıBozmayı gerektirmiş, sanık Ö.. İ.. müdafii ve sanık M.. Y..'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.