Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16901 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1796 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : 2863 sayılı Kanuna muhalefet ve dolandırıcılığa teşebbüsHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; sanıkların arkadaş oldukları, sanık ... olay tarihinden önce Hatay ilinde tanıdığı bir iş yerinde tarihi eser görünümünü taşıyan taklit sahte eserler yaptırdığı ve yaptırdığı eserleri Uşak iline başkalarına tarihi eser diye satmak amacıyla getirdiği, bu kapsamda sanık ... ile buluştuğu ve her iki sanığın bu taklit eserleri tarihi eser gibi başkalarına satıp dolandırarak para kazanmak için anlaştıkları ardından sanıkların suça konu eserleri uygun bir yerde satacak müşterilere göstermek için yer aradıkları ve sanık ...’i arayıp durumu anlattıkları, sanık ...'in sanıklarla pay karşılığı iş birliği yapmayı kabul ettiği ve eserlerle birlikte evine çağırdığı, bu planı Uşak İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin yaptıkları istihbarı çalışmalar sonucu öğrenmesi ile kimliği güvenlik amacıyla açıklanmayan emniyet görevlisinin sanıklarla irtibat kurmasının sağlandığı, olay günü emniyet görevlilerinin müşteri kılığında sanık ...’in evine eserleri görmeye gittikleri, sanıkların taklit eserlerin tarihi gerçek eser olduklarını söyleyip inandırmaya uğraşıp bu eserleri 70.00 (YTL) TL karşılığında pazarlık yapıp satmaya çalıştıkları, sanıklarla anlaşmış, onların teklifini kabul etmiş gibi davranan kimliği açıklanmayan emniyet görevlisinin dışarıda bulunan evin etrafında tedbir alan emniyet görevlilerine haber vermek için dışarı çıkıp irtibata geçtiği akabinde sanıkların yakalandıkları, ele geçirilen eserlerden 115 tanesinin sahte tarihi eser, 14 tanesinin kayda geçmemiş gerçek tarihi eser olduğunun 20/06/2008 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edildiği bu şekilde sanıkların 2863 sayılı Kanuna muhalefet ve dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını işledikleri sanıkların tevelli ikrarları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla mahkemenin sübutu kabul etmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, eylemin durumu bilen emniyet ekibi tarafından gerçekleştirilmesi nedeniyle dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmayacağı yönündeki bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir. 1-Katılan vekilinin sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükümler yönünden yaptığı temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5271 sayılı CMK'nın 231. Maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK'nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için incelenmeksizin İADESİNE, 2-Sanık ... hakkında dolandırıcılığa teşebbüs ve 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan hükümler yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ...'in ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak;2863 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükümde; hükmolunan adli para cezasının tayininde 5237 sayılı TCK'nın 61/8 maddesi hükmü karşısında adli para cezası hesaplanırken bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik arttırma ve indirimlerin gün üzerinden yapılması ve sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması sonucu belirlenmesi gerektiği halde hem doğrudan hem de hapis cezasını alt sınırdan belirlenmiş olmasına karşın para cezasında alt sınırdan gerekçe göstermeden uzaklaşarak adli para cezasına hükmedilmesi sonucu sanığa fazla ceza tayini,Dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş olduğundan her iki suçtan kurulan hükümlerin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçunda kurulan hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak "450 TL", “375 TL” adli para cezası teriminin tamamen çıkartılarak yerine, ''5 gün", “4 gün” ve “80 TL” adli para cezası ibaresinin ibaresi eklenmek suretiyle; dolandırıcılığa teşebbüs suçundan kurulan hüküm fıkrasından adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak “40gün”, “10gün”, “8gün” ve “160 TL” adli para cezası terimlerinin çıkartılarak yerine “5 gün”, “1 gün”, “1 gün” ve “20 TL” adli para cezasına ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.