Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1685 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8357 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkûmiyet, beraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.5237 sayılı TCK'nın 158/1-j bendinde,dolandırıcılık suçunun, Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi ,nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için,Kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldat??cı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez,şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır.5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı,kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır. Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır. Sanığın aynı isim ve soy isimli amcasının oğlu katılanın nüfus cüzdanına kendi resmini yapıştırdığı, sahte olarak düzenlediği bu nüfus cüzdanının fotokopisini kullanarak farklı tarihlerde ...’tan 3000 TL, ...’ndan 3000 TL ve ...’tan 12.000 TL kredi çektiği, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda; 1-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde,Sanık, tanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla, bu gerekçeye dayanan mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,2-Sanık hakkında katılan ...’a karşı eylemi nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz incelemesinde,Sanığın, ... isimli şahsın nüfus cüzdanının fotokopisini kullanarak ..... şubesine müracaat edip kredi sözleşmesi imzaladığının anlaşılması karşısında, suça konu nüfus cüzdanı fotokopisinin aslının bulunmaması nedeniyle aldatma yeteneğinin olup olmadığı saptanamamış ise de, kredi sözleşmesinin başka bir ... adına düzenlenmesi nedeniyle, sanığın sübut bulan özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.