MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılanın 74 yaşında olduğu ve eşi olmadığından yalnız yaşamak istemediği, kendisine uygun birini bulması için komşusu tanık ...’a evlenmek istediğini söylediği, ...’un da kimliği ve adresi tespit edilemeyen ... isimli bir şahsa durumu anlattığı, ...'un katılana sanığın telefonunu verdiği, katılanın sanığın arayarak bir kaç kez görüştüğü, aralarında anlaştıkları, sanığın katılandan ...'e gelmeden önce çocuğu için bilgisayar ve televizyon getirmesini istediği, ve anlaşma gereği katılanın 08/03/2010 tarihinde ... ilinden otobüse binerek ... iline geldiği, ... otogarında sanıkla buluştukları, otobüsten söz konusu eşyaları sanıkla birlikte alıp ticari taksi ile sanığın oturduğu ... ilçesine geldikleri, takside iken sanığın "ablamdan para alamadım sende para varsa ver nikah için lazım " dediği, katılanın 270 TL parayı verdiği, ... ilçesinde ... Mağazasının bulunduğu yerde sanığın ticari taksiyi durdurduğu, katılana "bana mağazadan kadın pedi alır mısın. " dediği, atılanın marketten döndüğünde sanığın taksiyle ayrıldığını gördüğü olayda; dolandırıcılık suçunun oluştuğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanunun 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "125 gün", “104 gün” ve “ 2080 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün" “ 4 gün” ve " 80 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.