MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi beglede sahtecilikHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın, 7.500 ve 10.000 TL bedelli çekleri sahte olarak düzenledikten sonra tedavüle sokup mağdur ... ve katılan ... 'i dolandırdığı belirtilmekle, bu iddialarla ilgili zamanaşımı süresi içinde kamu davası açılması mümkün görülmüştür.Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de;“Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de,birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının,özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin,kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat,verileri toplayıp,yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü,yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanığın, amcasının oğlu olan katılan ... 'ın yanında on yıl kadar çalıştıktan sonra bu işyerinden ayrıldığı, daha sonra katılanın haberi olmaksızın adi olarak düzenlediği bir vekaletname ile ... Şubesi'nden katılan adına yirmi beş adet çek koçanı aldığı ve 15.06.2008 keşide tarihli 7.500 TL bedelli çeki sahte olarak düzenleyip, birinci ciranta olarak imzalayarak ...'a verdiği, 15.07.2008 keşide tarih ve 10.000 TL bedelli çeki de sahte olarak düzenleyerek tedavüle koyduğu ve bu çekin de ciro silsilesi ile katılan ...'e geçtiği, 30.06.2008 keşide tarihli 1.250,00 TL bedelli çeki de sahte olarak düzenleyerek müşteki ...'ın işyerine gittiği, alışveriş yapmak istediğini belirttiği, müştekinin de çek hesap sahibi olan katılan ...'ı telefonla aradığında, durumun ortaya çıkması nedeniyle sanığın, aldığı malları bırakarak kaçtığı, yapılan incelemede, çeklerdeki keşideci imzalarının katılan ... 'a ait olmadığının belirlendiği, sanığın da çekleri sahte olarak düzenlediğini ikrar etiği, böylece sanığın, sahte çeki müşteki ...'a verip haksız menfaat temin etmeye çalışmak suretiyle nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu, üç tane sahte çek düzenlemek suretiyle de, üç kere resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,1-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde;Sanık ve katılan beyanları ve bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,2-Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde;Sanık ve katılan beyanları ve bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;a-5237 sayılı TCK'nın 61/8. maddesi hükmü karşısında, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik arttırma ve indirimlerin gün üzerinden yapılması ve sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması sonucu cezanın belirlenmesi gerektiği halde gün olarak belirlenen miktar üzerinden, teşebbüs nedeniyle indirim yapıldıktan sonra ortaya çıkan gün para cezasının, adli para cezasını çevrilmesi ve daha sonra da, belirlenen bu miktar üzerinden takdiri indirim yapılmayarak fazla para cezası tayin edilmesi,b-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f, son maddesi gereğince 3 yıl hapis cezası, aynı Kanun'un 35/2. maddesi gereğince 1/4 indirim yapılarak 2 yıl 3 ay hapis cezası verildikten sonra, aynı Kanun'un 62. maddesi gereğince 1/6 indirim yapılarak 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası yerine, hesap hatası yapılarak sanığın, 2 yıl 3 ay hapis cezasına karar verilmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasında, takdiri indirim yapılırken yazılan “iki sene üç ay hapis” ibaresinin çıkartılarak, yerine “1 yıl 10 ay 15 gün hapis” ibaresinin yazılması ve adli para cezasının uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılarak, yerine, “sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f, son maddesi gereğince 128 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 96 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 80 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 52/2 maddeleri gereğince günlüğü 20.00 TL 'den hesap edilmek üzere sonuç olarak 1.600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ifadeleri yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.