MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Sanığın, katılanla müşterek olarak kullandıkları, aralarında da fiili taksim bulunmayan tarlasına katılanın diktiği beton direklerden yirmi yedi tanesini kırmak suretiyle mala zarar verme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık ve katılan beyanları, görgü ve tespit tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, o yer Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-5237 sayılı TCK'nın 50. maddesine göre, kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre, sanığın cezasının tedbirlere çevrileceğinin hüküm altına alındığı dikkate alınarak, herhangi bir yasal gerekçe göstermeden TCK'nın 50/1-d maddesinin uygulanması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nın 50/1-d maddesine göre, kısa süreli hapis cezasının, mahkum olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle belirli yerlere gitmekten yasaklanma tedbirine çevrilebileceğinin hüküm altına alındığı dikkate alınarak, sanığın ne kadar süreyle belirtilen yerlere gitmekten yasaklandığının karar yerinde gösterilmeyip infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesisi,3-Belirlenen hapis cezası, tedbire çevrilirken, uygulama maddesi olarak 5237 sayılı TCK'nın 50/1-d maddesinin yanısıra, uygulama yeri bulunmayan, aynı Kanun'un 50/3. maddesi yazılarak 5271 sayılı CMK'nın 223/6. maddesine muhalefet edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.