Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16496 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 32254 - Esas Yıl 2013
Tebliğname No : 11 - 2012/230590MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 14/06/2012NUMARASI : 2010/227 (E) ve 2012/879 (K)SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, katılandan satın aldığı mallara karşılık olarak sahte çek vermek suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda; bankanın maddi varlığı olan sahte çek kullanılarak gerçekleştirilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f maddesinde düzenlenen bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin ve bu suçla bağlantılı olan resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin delilleri takdir ve değerlendirmenin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.