Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16473 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1504 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/24645MAHKEMESİ : İzmir 19. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/07/2010NUMARASI : 2010/115 (E) ve 2010/540 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü; Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Sanığın şikayetçilerin gelip gittiği kahvehanede, kendisini İzsu 'da şef olarak tanıtıp 20 kişilik kontenjanı olduğunu, istedikleri taktirde işe aldırabileceğini söyleyerek, şikayetçiler M.. Ö.., M.U., M.. D.., H.. Ç.., O.. A.., M. K. A.R.A., E.. D.., S.. D.., Y.. C.., N.. A.., A.. Y.., H.. P.. ve M.. S..'den 15'er TL, N.. E..'den 75 TL, S.. E..'den 100 TL aldığı, şikayetçi S.. C..'ın sadece kimlik fotokopisini alarak para almadığı ve eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı, sanığın bu eylemleriyle haksız kazanç elde ettiği ve dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Şikayetçilerin ifadelerinin ayrıntılı alınamadığı tüm dosya kapsamı ile anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya meydan vermeyecek şekilde açığa çıkarılması bakımından, şikayetçiler ve sanık tekrar dinlenilerek, sanığın gelip gittiği kahvehanede dolandırıcılık eylemini, şikayetçilerin bir kısmı birlikte iken yapıp yapmadığı, her biri ile ayrı ayrı görüşüp görüşmediği belirlenip, yanıltıcı eylemin şikayetçilerin bir arada olmaları halinde yapılması halinde teselsül eden tek suç, ayrı ayrı yanıltılmaları halinde ayrı ayrı suç oluşturacağı değerlendirilip, evli olan şikayetçiler S.. E.. ve N.. E..'in yanıltılmaları eyleminin teselsül eden tek suç olduğu, şikayetçi S.. C..'ın yanıltılması eyleminin ne şekilde dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğunun denetime izin verecek şekilde değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazı hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.