MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Gerekçeli kararın gerekçe kısmında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 157/1 maddesi kapsamında olduğu sabit görülerek ceza verildiği halde, hüküm kısmında kanun maddesi olarak 157/1 yazılması gerekirken 142/1-e, son yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Mağdurun, patronu ...'in kredi kart borcunu ödemek amacıyla bankaya gittiği, 850 TL parayı yatırmak için beklediği sırada sanığın yanına gelerek nerede çalıştığını ve işyeri sahibinin ismini sorduğu, mağdurun patronunu tanıdığını söyleyerek patronu ...'in telefon numarasını aldığı, mağdurun yanında patronunu arar gibi yaparak, “Ben Ak sigortadan Gökhan, bazı evraklarınız geldi, onları yollayacağım” diyerek telefonu kapatıp mağdura “Ak sigortaya git, evrakları al” dediği ve nerede olduğunu tarif etmek için bankadan birlikte çıkıp yürüdükleri, yolda mağdurun yanında patronu ile görüşür gibi davranarak mağduru iknaya çalıştığı, telefonu kapatan sanığın mağdura dönerek “Patronunun parayı bana vermeni söyledi, seni burada bekliyorum” dediği, kendisine söylenen bu sözlere inanan mağdurun, bankaya yatırmak için elinde bulundurduğu parayı sanığa vererek, Ak Sigortayı bulmak amacıyla sanığın yanından ayrıldığı, geri geldiğinde sanığın olay yerinde olmadığı, sanığın bu eylemiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, şikayetçiler beyanı, teşhis tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlendiğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,1-5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,2-Sanığa temel ceza belirlenirken verilen gün karşılığı adli para cezasının TCK'nın 52/2 maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasına “5 gün karşılığı adli para cezasının TCK'nın 52/2 maddesi gereğince bir gün karşılığı 20TL olmak üzere 100TL olarak belirlenmesine” ibaresinin eklenmesi ile hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.