Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1643 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24384 - Esas Yıl 2014





Dolandırıcılık suçundan şüpheliler ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda ... Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/04/2014 tarihli ve 2014/55089 soruşturma, 2014/57824 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin ... . Ağır Ceza Mahkemesinin 29/05/2014 tarihli ve 2014/396 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26.11.2014 gün ve 2014/20857/70756 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.12.2014 gün ve 2014/392115 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; Dosya kapsamına göre; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, eylemin hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de müşteki vekilinin şikayet ve itiraz dilekçelerinde, şüphelilerin kurdukları şirket adına müşteki ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdettikleri, bu şekilde müştekiden edimin karşılığı olan meblağları aldıktan sonra şirketi muvazaalı olarak diğer şüpheliye devrettikleri, bilahare şirketin içinin boşaltılarak hukuki takibatın işlevsiz hale getirildiği, şüphelilerin benzer türden eylemleri başka müştekilere karşı da işledikleri, bu durumda şüphelilerin dosyadaki eylemlerinin başlangıçtan beri önceden planlayıp gerçekleştirilen yoğun ve ustaca sergilenen nitelikli yalan ile hile boyutuna ulaşan davranışlarla kendilerine haksız çıkar sağlanması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesi açısından şüphelilerin ifadelerinin alınması, şirketin aktif olarak çalışıp çalışmadığının araştırılarak paravan bir şirket olup olmadığının belirlenmesi, suç kastının belirlenmesi açısından haklarında benzer neviden soruşturmalar olup olmadığının tespiti ve benzer türden eylemler dolayısıyla mağdur olan diğer şahısların da araştırılarak beyanlarının alınması suretiyle isnat edilen suça ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına yarar her türlü delilin resen ve etraflıca araştırılarak ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, hiçbir araştırma yapmaksızın eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden; ... . Ağır Ceza Mahkemesi'nin 29/05/2014 tarih ve 2014/396 D. İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 02/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.