MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu mlaına zarar vermeHÜKÜM : Mahkûmiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Üst Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin incelenmesinde;Üst Cumhuriyet savcısı'nın, 23.12.2011 tarihinde verilen hükmü, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 310/3. maddesinde belirlenen bir aylık süre geçtikten sonra, 25.01.2012 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,2-Sanık ... hakkında kamu malına zarar verme suçundan verilen mahkumiyet kararının temyiz incelemesinde;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanığın başka bir suç nedeniyle emniyet amirliği nezarethanesinde gözaltında bulunduğu sırada nezarethanedeki yer tabanı ile duvarın birleştiği noktalara çakılı süpürgelikleri kırarak zarar verdiği olayda, kamu malına zarar verme suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine ancak;1-Sanığın, hakkında lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmesine rağmen, sanığın lehine olan 5237 sayılı TCK 'nın 50. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,2-Sanık hakkında verilen kısa süreli hapis cezasının ertelenmemiş olmasına rağmen TCK'nın 53. madde gereğince uygulama yapılırken ''...( 53/3 gereğince cezada erteleme yapıldığı için, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık hizmeti haklarını kullanması mahfuz tutularak)..'' denilmek suretiyle CMK'nın 230 ve 232 .maddelerine aykırı şekilde gerekçede çelişkiye düşülmesi,3-Kabule görede;TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından TCK'nın 53/1-c hükümlerinin uygulanamayacağı, ve mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebileceği gözetilmeden cezası ertelenmeyen sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.