MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu malına zarar verme, 6831 sayılı Kanuna muhalefetHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;6831 sayılı Orman Kanunu'nun 108/son maddesi uyarınca; suça konu orman emvali ve nakil vasıtasının müsadere edilip edilmeyeceği hususunda hüküm kurulması yerine, suç tutanağının tanziminden sonra zaptolundukları gerekçesiyle, katılan idarenin müsadere talebi hakkında gereği yapılmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; bu hususta mahkemesince zamanaşımı sonuna kadar karar verilmesi mümkün vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317.maddesi uyarınca REDDİNE,2-Sanık hakkında kamu malına zarar verme ve 6831 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından verilen mahkumiyet kararlarının temyiz incelemesinde;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanığın kaçak olarak temin edildiğini bildiği orman emvalini aracına yüklediği ve bu suretle seyir halindeyken orman kolluğu tarafından yakalandığı, araç durdurulup hakkında işlem yapıldığı sırada orman kolluğunun görev aracının lastik tekerleğini bıçak ile kesmek suretiyle zarar verdiği olayda, kamu malına zarar verme ve 6831 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine ancak;5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin 1. fıkrasının "c" bendinde yer alan hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğun, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar, üstsoyu ile diğer kişiler yönünden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin tamamen çıkarılıp yerlerine, "53.maddenin 3.fıkrası uyarınca, 1. fıkranın "c" bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.