Tebliğname No : 6 - 2011/320227MAHKEMESİ : Bursa 7. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/04/2011NUMARASI : 2009/1919 (E) ve 2011/545 (K)SUÇ : Mala zarar vermeDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma suça konu şeyin amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Suça sürüklenen çocuğun, katılana ait olup evinin önünde park halinde bulunan motosikleti çaldığı, daha sonra motosikletin plakalarını söküp, ön kaportasını kırmak ve kontak kablosunu sökmek suretiyle motosiklete zarar vererek mala zarar verme suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; suça sürüklenen çocuğun, katılana ait motosikleti çalıp zilyedine geçirdikten sonra zarar vermesi şeklindeki eyleminde, katılanın fiili kullanımından çıkan ve suça sürüklenen çocuğun hakimiyetinde bulunan bir araca zarar verilmesi sebebiyle mala zarar verme suçunun unsurları arasında bulunan "başkasının taşınır malını tahrip etme" unsurunun gerçekleşmediği anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuğun unsurları itibariyle oluşmayan mala zarar verme suçundan beraatına kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,Kabule göre de;1- 5395 sayılı Kanun'un 3/a-2 maddesine göre, kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk için suça sürüklenen çocuk ifadesinin kullanılması gerekirken sanık ifadesinin kullanılması ,2- 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/4. maddesi uyarınca çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden, TCK'nın 52/4. maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına karar verilmesi,3- 5237 sayılı TCK'nın 52/4. maddesine göre adli para cezası taksitlendirilirken, infazda duraksamaya neden olacak şekilde taksit aralığının gösterilmemesi,4- Çocuk Koruma Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/1-7. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.