Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler ..., ... Tic. Ltd. Şti. yetkilileri ve ... Ltd. Şti. yetkilileri hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/02/2014 tarihli ve 2014/20484 soruşturma, 2014/11877 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 22/04/2014 tarihli ve 2014/206 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 02/12/2014 tarih ve 2014/21628/72312 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2014 tarih ve 2014/400959 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;Dosya kapsamına göre, suça konu 10/04/2013 keşide tarihli, 88.571,25 USD bedelli çekin, şüpheli Işık Grup tarafından ödeme güçlüğü içerisinde olduklarından dolayı daha uzun vadeli çeklerle değiştirilmek üzere iade edilmesinin istenmesi üzerine, müşteki firma tarafından iade edildiği, ancak çekin keşide tarihinin 10/08/2013 olarak değiştirilmek ve ciro edilmek suretiyle, çekin arkasında cirosu bulunan müşteki firma aleyhine icra takibi başlatıldığı, alacaklı konumunda iken, borçlu konuma düşen müşteki firmanın dolandırıldığı ve resmi evrakta sahtecilik yapıldığı iddiası ile 10/02/2014 havale tarihli dilekçe ile şikayetçi olunmasına rağmen, hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan, müşteki firmanın basiretli bir tacir gibi davranmadığı, çek üzerindeki düzeltme işleminin cirodan sonra olduğu iddiasının senede karşı tanık yasağı kapsamında kaldığı, müşteki vekilinin her hangi bir yazılı delil ibraz etmediği gerekçeleriyle 24/02/2014 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de. 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca. Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden; Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 22/04/2014 tarih ve 2014/206 D. İş sayılı kararının sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince, BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 02/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.