Kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından sanık ...'un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2-3-e, 151/1 ve 31/3. (iki kez) maddeleri gereğince 4 ay ve 2 ay 20 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 53/1. maddesinde yer alan hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına dair, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 17/03/2011 tarihli ve 2007/869 esas, 2011/486 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 02/12/2014 gün ve 2014-21540/72210 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2014 gün ve 2014/401167 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;Sanık ... ve müdafiinin kimlik ve adres bilgilerinin mahkeme gerekçeli karar başlığına yazılmaması maddi hata olarak değerlendirilerek, belirtilen eksikliğin mahallinde zamanaşımı süresi içerisinde giderilebilecek bir eksiklik olduğu, keza birleştirme kararının sanık müdafiinin yüzüne karşı verilmesi, sanığın genel mahkemedeki yargılama sırasında 18 yaşını doldurması dolayısıyla zorunlu müdafiinin görevinin sona ermesi, sanığın eyleminin mahkemesince kasten yaralama olarak kabul edilerek hüküm kurulması karşısında, belirtilen nedenlerden dolayı kanun yararına bozma yoluna müracaat edilemeyerek yapılan incelemede,Dosya kapsamına göre,1-Müşteki sanık ...'in 26/06/2007 tarihli yüzleştirme ve mağdurlar ifade tutanağında yer alan şikayetten vazgeçmeye ilişkin beyanı doğrultusunda her ne kadar sonradan soruşturma ve kovuşturma aşamasında şikayetçi olduğunu beyan etmişse de, şikayetten vazgeçmeden vazgeçme hukuki sonuç doğurmayacağından, 5237 sayılı Kanun'un 73/4-6. maddesi gereğince sanığa hakkındaki mala zarar verme suçu açısından şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre hakkındaki davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde,2-Kayden 16/05/1991 doğumlu olup suç tarihi olan 23/06/2007 tarihinde 18 yaşını ikmal etmeyen ve adli sicil kaydına göre daha önce hapis cezasına mahkum edilmeyen sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından hükmolunan 4 ay ve 2 ay 20 gün kısa süreli hapis cezalarının 5237 sayılı Kanun'un 50/3. maddesinde yer alan "Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." hüküm gereğince öncelikle 5237 sayılı Kanun'un 50/1. maddesinde yer alan seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde,3-5237 sayılı Kanun’un, “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz” şeklindeki 53/4. maddesi karşısında fiilleri işlediği sırada on sekiz yaşından küçük olan sanık hakkında aynı Kanun’un 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:1-)Tebliğnamenin (2 ve 3) no'lu bozma istemlerine ilişkin incelemede,Sanık hakkında kurulan hükümde, TCK'nın 50 ve 53. maddelerinin uygulanması yönlerinden hükmün bozulması istenilmekte ise de, (1) no'lu bozma isteminin içeriği ve bu hususun yeniden yargılama yapacak mahkemece şikayetten vazgeçmenin sanık tarafından kabul edilip edilmemesi sonucuna göre değerlendirilmesinin mümkün bulunması karşısında, bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,2- (1) no'lu bozma istemine ilişkin incelemede,Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden; ... Asliye Ceza Mahkemesi”nin 17/03/2011 tarih ve 2007/869 esas, 2011/486 sayılı kararının 271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince, BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 02/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.