Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16309 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26175 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli mala zarar vermeHÜKÜM : Beraat, mahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;1- Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik sanık müdafiinin vekalet ücreti istemi ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Sanık müdafiinin vekaletname yada görevlendirme belgesinin dosya içerisinde bulunmaması, sanık ile birlikte duruşmalara katılmaması ve mahkeme tarafından sanığın müdafii olarak duruşmalara kabulüne ilişkin bir kararın bulunmaması karşısında sanık hakkında kurulan beraat hükmünü temyiz yetkisi bulunmadığından, temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK' nın 317.maddesi uyarınca REDDİNE,2-Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik sanık müdafiinin vekalet ücreti istemi ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 1136 sayılı Kanun'un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13.maddesinin 5.fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,hüküm fıkrasına "Sanık ...'nın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.200 TL vekalet ücretinin katılandan alınarak sanığa verilmesi" fıkrasının eklenmesi, suretiyle 5320 sayılı Kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322.maddesi uyarınca hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 3- Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz isteğinin incelenmesinde;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Somut olayda; sanık ...'ün ortağı olduğu fırından ekmek almayı bırakıp başka bir fırından ekmek almaya başlayan Egeli marketin sahibi katılana ait 20 NE 065 sayılı kamyoneti kasten yaktığı şeklindeki eyleminin yakarak mala zarar verme suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, ancak;1-28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 65. maddesiyle 5237 sayılı TCK'nın 152/2-son maddesinde yapılan değişikliğe göre, mala zarar verme suçunun yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanılarak işlenmiş olması halinde arttırım miktarının öngörüldüğü bölümde yer alan, “verilecek ceza iki katına kadar artırılır” cümlesindeki “iki katına” ibaresinin çıkartılarak yerine “bir katına” ibaresinin eklenmiş olması karşısında ve mahkumiyet kararındaki arttırım oranı da dikkate alınarak, söz konusu yasa değişikliğine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,2-Sanık ... hakkında kurulan hükümde 1. bendin 1. fıkrasındaki 5237 sayılı TCK'nın 151/1 maddesinin uygulanması sırasında 4 rakamının, yine 7. fıkrasındaki 5237 sayılı TCK'nın 52/4 maddesinin uygulanması sırasında ise sanık hakkında doğrudan verilen adli para cezasının 10.000,00 TL olduğu halde 4.000,00 TL olarak yazılması suretiyle hükümde karışıklığa sebebiyet verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.