MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, 6136 sayılı Kanuna aykırılıkHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Sanığın, şikâyetçi ...’e açacağı boşanma davasını takip edebileceği avukat ... ’nın ismini söyleyerek onun adına vekâletname çıkarmasını istediği, ayrıca işlemler için şikâyetçiden 2.000,00 TL para aldığı, yine parayı teslim etmesinden sonra “Boşanma davası için bazı kayıtlar yapmam gerekiyor” diyerek şikâyetçiyi kameraya çektiği, sanığa ait evde yapılan arama sonucunda 7,65 mm çapındaki tabanca ile 9 mm çapındaki kuru sıkıdan bozma tabancanın ele geçirildiğinin iddia edildiği olayda;1-6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanığın işyerinde iki adet silah bulundurmaktan ibaret eyleminin 6136 sayılı Kanun’un 13/1. madde ve fıkrasına uyduğu gözetilmeden, aynı kanunun 13/3. maddesiyle uygulama yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanılarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “20 gün”, “16 gün” ve “320,00 TL" adli para cezası terimlerinin çıkarılarak yerine, sırasıyla "5 gün", “4 gün”, ve “80,00 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.