Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16247 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1302 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, katılanın yolunu kestiği, Nazilli esnafından şikayetçi olduğunu söylediği, elindeki ucuz Çin Malı fotoğraf makinesini gösterdiği, Nazilli'ye dışarıdan geldiğini, fotoğraf makinesini esnafa satmak istediğini, esnafın 2000 TL’yi fazla bulduğunu, esnafın kendisine, "sen Hollanda'dan gelmişsin, gavurlaşmışsın" dediği, elindeki malı değerli göstererek, katılanı kandırdığı, bu pazarlık sırasında, yanlarına genç bir çocuğun geldiği, sanığa hitaben " amca, kayınpederimin kusuruna bakma, bu fotoğraf makinesinin değerini bilmiyor, ben satın alacağım" dediği, sanığın da, ben yemin yaptım, satmam dediği, bunun üzerine genç şahısın, katılana dönerek "amca makineyi sen satın al, ben senden satın alırım "dediği, katılanın bu kadar parası olmadığını söylediği, şahsın katılandan üzerindeki parayı vermesini makineyi kendisinin alacağını söylemesi üzerine, katılanın üzerindeki 750 TL’yi sanığa verdiği, sonradan gelen genç şahısla dükkanlarına doğru giderlerken şahsın katılanın yanından kaçtığı, daha sonra katılanın fotoğraf makinesini sağa sola gösterdiği, değersiz Çin Malı, basit bir fotoğraf makinesi olduğunu anladığı olayda, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK’nın 53.maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “ velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanunun 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasında yer alan; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.