Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16235 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24348 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 15 - 2012/102344MAHKEMESİ : Biga Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 16/12/2011NUMARASI : 2010/403 (E) ve 2011/351 (K)SUÇ : Güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın aracılığı ile Tokat'tan gelen tüccarlara katılan dahil 6 kişinin birlikte acı biber sattıkları, Sanığın hakkında beraat kararı verilen Metin'e güvenilir kişi olarak tüccarlardan alınan çeki verdiği, günü geldiğinden bankaya ibraz edilen çekin bedelinin ödendiği, Metin’in sanığa ve diğer pay sahiplerine ödemede bulunduğu, ayrıca katılana vermesi için sanığa 2125 TL verdiği, ancak sanığın bu parayı katılana teslim etmediği iddia edilen olayda; Sanığın kendisine ait olan payı aldığını, katılana teslim edilmek üzere para almadığını savunması, Metin’in parayı teslim etmesi için sanığa teslim ettiğini beyan etmesi, paranın teslim edildiğine dair bir belgenin bulunmaması karşısında, eylemin taraflar arasında hukuki ihtilaf mahiyetinde bulunduğu gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Sanığın güveni kötüye kullanma suçunun işlediği kabul edilmesine karşın, uygulama maddesi olarak TCK’nın 155. maddesi yerine aynı Kanunun 257/1. maddesinin gösterilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.