Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16158 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26002 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu malına zarar vermeHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanık ve suça sürüklenen çocuğun, geceleyin alkol aldıktan sonra belediyeye ait umumi tuvaletin kapısına tekme atarak kapıyı parçaladıkları, olayın tanık beyanları ile görgü ve tespit tutanağına göre doğrulandığı, böylece sanık ve suça sürüklenen çocuğun kamu malına zarar verme suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,1-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde;Sanık, katılan ve tanık beyanları, tespit tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Sanığın lehine olan 6545 sayılı Kanun'un 65. maddesiyle değişik 5237 sayılı TCK'nın 152/1-a, son, 66/1-e maddelerine göre, suç tarihinden itibaren 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, düşme kararı verilmesi yönündeki düşünceye iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde; 6545 sayılı Kanun'un 65. maddesiyle, 5237 sayılı TCK'nın 152. maddesinde yapılan değişikliğin, 28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak ve söz konusu Kanun değişikliğine göre, 5237 sayılı Kanunun 152. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “altı” ibaresinin “dört” şeklinde değiştirildiği, buna göre, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 2 ve 152/1-a maddelerine göre, kamu malına zarar verme suçunda; suça sürüklenen çocuk hakkında asli zamanaşımı süresinin 5 yıl 4 ay, olağanüstü zamanaşımı süresinin ise 8 yıl olduğu, 765 sayılı TCK'nın 516/3 ve 102/3. maddelerine göre ise, asli zamanaşımı süresinin 10 yıl , olağanüstü zamanaşımı süresinin ise 15 yıl olduğu, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanun'un 9/3. maddesine göre, 5237 sayılı TCK'nın suça sürüklenen çocuğun lehine olduğu belirlenerek yapılan incelemede;24/08/2004 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 2 ve 6545 sayılı Kanun'un 65. maddesiyle değişik 152/1-a, son maddelerinde öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 13/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.