Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16145 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1150 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/85052MAHKEMESİ : Çorum 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 11/05/2010NUMARASI : 2009/123 (E) ve 2010/187 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.Sanıkların Avrupa Birliği'nin sağladığı krediden istifa etmek için projeler hazırladıkları, bu kapsamda sanık Y.B.'in işletmesini genişletmek üzere sunduğu projesinin kabul edilerek 8 ay uygulama süresinin verildiği fakat sanığın hesabına yatan 55.640,80 Avro'yu proje kapsamında kullanmayarak bankadan kullandığı kredi borcunu ödediği, bir süre sonra işletmesini başka birine devrederek ticareti terk ettiği, diğer sanık E.. Y..'ın ise yetkili müdürü olduğu diğer sanık K. Un Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti adına kullandığı krediyi 6 ay olan uygulama süresinde proje dışı olarak harcadığının tespit edildiği, sanığın savunmasında müşteri çeklerinin sahte çıkması nedeni ile ödemelerini yapamadığını, buğday topladığı köylülere ödeme yapmak için krediyi kullandığını söylediği, V.'ın cevabi yazısına göre de sanık Y.. B..'in talebi üzerine kalan kredi borcunu erken ödeme ile kapattıklarının anlaşıldığının iddia edildiği somut olayda; sanıkların hibe olarak kullandırılan krediyi hangi esaslara göre kullanacaklarının, yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi halinde sözleşmenin feshedilip kredi yardımının durdurulacağının imzalanan sözleşmeler ile belirlenmesi karşısında sanıkların sözleşmeye aykırı harcamalarının hukuki uyuşmazlıktan ibaret olduğu gözetilip beraatleri yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunu 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.