Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16076 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11405 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2013/108289MAHKEMESİ : Gaziantep 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 14/01/2010NUMARASI : 2009/302 (E) ve 2010/21 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü; Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen,Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının,siyasî parti,vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hâl kabul edilmiştir.Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi,bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının,ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir.Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır. ..plakalı kırmızı, 2006 model D. marka, ağır hasarlı aracın sanığın tanık T. U. ile bağlantıları sonucu alınması aşamalarında; 04.03.2007 tarihinde K....A.Ş adına tescilli . plakalı aynı model ve markalı beyaz D. aracın İstanbul'da S. R. a C.ünvanlı işyerinden sanık tarafından kiralanmasını müteakip sanığın İskenderun'da 11.03.2007 tarihinde kiralık araç için "çalıntı" müraacatında bulunması ve Beşiktaş 6. Noterliği'nde 10.04.2007 tarih ve 16933 yevmiye no'lu satış sözleşmesiyle "trafikten çekme belgeli" olarak şikayetçi-mağdur Y.. A.. vekili Y. Ü. tarafından tescil sahipleri (A. B. ve çocukları) vekilinden satın alınan .. plakalı hasarlı aracın ... plakaya (şikayetçi adına) tescili (27.04.2007) sağlanıp, motor seri-şase numaraların, Adana Kriminal Polis Laboratuvarı'nın 14.01.2009 tarihli raporunda belirtildiği gibi özel yöntemler uygulanarak çalıntı ihbarı yapılan .. plakalı araç üzerine takılıp özetle "change" işlemi gerçekleştirilip; kısa zaman zarfında üçüncü kişilere satışlarının sağlanması eylemlerinin "nitelikli dolandırıcılık"; "resmi belgede sahtecilik" suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Yüklenen dolandırıcılık suçunun Trafik ve Tescil Müdürlüğü'nün maddi varlıklarından olan sahte belgeler kullanılmak suretiyle; sahtecilik suçunun ise sahte tescil ve trafik belgeleri yanında noterde yapılan araç satış sözleşmesi ile gerçekleştirilmesi karşısında, dolandırıcılığın TCK'nın 158/1-d, sahteciliğin ise TCK'nın 204/3, 43.maddelerinde tanımlanan suçları oluşturacağının gözetilmemesi,2-Dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm yönünden; temel hapis cezası alt sınırdan takdir ve tayin olunduğu halde aynı gerekçeye dayanılarak; adli para cezasının belirlenmesine esas alınan temel tam gün birim sayısının asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, hükmolunan cezalar açısından kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 02/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.