Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16048 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1156 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/18941MAHKEMESİ : Erzurum 4. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 31/03/2010NUMARASI : 2008/93 (E) ve 2010/538 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Erzurum Karayolları Bölge Müdürlüğü'nde işçi olarak çalışan sanığın, katılan Recep'ten iş bulma vaadiyle 1500 TL ve nüfus cüzdan fotokopisini, sağlık raporunu, ikametgah ilmühaberi ile fotoğrafını aldığı yine aynı şekilde katılan Murat'tan da iş bulma vaadiyle 2000 TL para ve aynı evrakları alarak ortadan kaybolduğunun iddia edildiği somut olayda;Gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkarılabilmesi bakımından, sanık ile katılanların mahkemede yüzleştirilerek atılı suçu işleyenin kesin olarak belirlenmesi, bu mümkün olmadığı taktirde sanığın teşhise elverişli yeni çekilmiş fotoğraflarının temin edilerek, katılanların kesin teşhisinin sağlanmasından sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiren, eksik inceleme yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;1-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,2-TCK'nın 53.maddesinin 3.fıkrası gereğince c bendi bakımından getirilen kısıtlamanın, sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından şartla salıverilme tarihine kadar geçerli olduğu gözetilmeden, fıkranın tamamını kapsar biçimde yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.