MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, hakaretHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Somut olayda; Oğlu Kemal'in öldürülmesinden (14.09.2010 tarihinde) komşusu-katılan ...'in oğlunu da sorumlu tutan ve bu duygu-düşünceler içinde hareket eden sanığın; komşusunun evi önüne gidip, dışarı çıkmalarını istemesi, çıkan olmayınca sinkaflı sözler sarfedip, yerden aldığı taşı atarak 70x35 cm ebadındaki pencere camının kırılmasına neden olması eylemlerinin "Mala zarar verme" ve "Hakaret" suçlarını oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında aşağıdaki bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezalarının ertelenmesi karşısında TCK'nın 53/4.maddesi hükmüne aykırı olarak aynı maddenin birinci fıkrasının uygulanması, Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının 1 ve 2 no'lu ana başlıklarının TCK'nın 53.maddesinin tatbikine ilişkin altıncı paragraflarının hükümlerden çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.