MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, abonelik kaydı adına olan ... no'lu cep telefonu ile ...-... arası yolcu taşımacılığı yapan ve saat 20:30 sıralarında otogarda ... seferine çıkamaya hazırlanan araç sürücüsü şikayetçi ... ile soruşturması 2006/14284 numarada devam eden "meçhul şahıs" vasıtasıyla irtibat kurulmasını sağladığında; telefondanki kişinin kendisini "... F Tipi Kapalı Cezaevi komutanı ..." olarak tanıtıp ona ... Otogarı girişine yakın bir noktada araçları arıza yaptılığından eşi ve çocuklarının mağdur kaldıklarını söylemesi sırasında şikayetçinin yanına yaklaşan sanığın "...komutan aradı mı? " diyerek kurulan diyalog sonrasında, ...'ya vardığında parasını geri alabileceğine inandırılan şikayetçinin tamir ve yakıt parası adı altında sanığa 400 TL para vermesi şeklinde gerçekleşen eylemin "dolandırıcılık" suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Temel hapis cezası alt sınırdan takdir ve tayin olduğu halde aynı gerekçeye dayanılarak adli para cezasının belirlenmesine esas alınan temel tam gün pirim sayısının asgari hadden uzaklaşılarak verilmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması, 2-5083 sayılı Kanunun 1. maddesi ile hükümden sonra 01/01/2009 tarihinde yürürlüğe giren Banaklar Kurulu'nun 04/04/2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca adli para cezası ve yargılama giderinin Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunaması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının birinci paragrafındaki "200"; ikinci paragrafındaki "166" üçüncü paragrafında yer alan "3.320" ve "YTL" ; sekizinci paragrafındaki "YTL" rakam ve ibarelerinin çıkartılarak yerlerine sırasıyla "5" ;"4"; "80" ve "TL"; "TL" rakam ve ibareleri yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.