Tebliğname No : 15 - 2012/122642MAHKEMESİ : Alaçam Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 15/09/2011NUMARASI : 2010/190 (E) ve 2011/164 (K)SUÇ : Mala zarar vermeDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok, etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanığın, müştekinin ikamet ettiği evinin balkonuna müştekinin rızası olmadan girerek balkonun zemin fayanslarını kırmak suretiyle zarar verdiğinin iddia edildiği olayda, Sanığın, yağmur nedeniyle üst katta balkonda su biriktiğini, evinin zarar gördüğünü, komşusunun evde olmadığını, bu nedenle üst kattaki balkona çıkıp suyu tahliye etmek için fayansları kırdığını savunması ve müştekinin de çatıdan sanığın balkonuna yağmur sularının aktığını, yağmur oluğu yapmak için balkonuna girdiğini ve fayanslara bu nedenle zarar verdiğini ifade etmesi karşısında, eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 25/2. maddesinde öngörülen zorunluluk hali kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi bakımından, olay tarihinde, sanığın evinde meydana gelen zararı başka bir şekilde önleme imkanının bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılıp gerektiğinde mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılmak suretiyle elde edilecek sonuçlar birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de,Hapis cezası ile adli para cezası yaptırımlarının seçenek olarak düzenlendiği TCK'nın 151/1. maddesi gereğince hapis cezası tercih edilerek uygulama yapılmasına rağmen aynı Kanunun 50/2. maddesi hükmü gereğince hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.