MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : Mahkûmiyet, beraatDosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Şikayetçinin 6-7 Eylül olaylarını konu alan resim sergisi açtığı ve sergilemekte olduğu, sanıkların sergiye bakmak bahanesiyle içeri girdiği, protesto ederek içeride bulunan resimlere yumurta attıkları ve resimleri yırttıkları, bu eylemleriyle mala zarar verme suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; 1- Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre karar tarihi itibariyle; 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'a, 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 26. maddesiyle eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, doğrudan verilen 3.000 TL ve altında kalan adli para cezalarının temyizinin mümkün olmaması karşısında, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317.maddesi gereğince REDDİNE,2-Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Sanığın mahkeme beyanında, suç tarihinde Taksim'de olmadığını, suçla bir ilgisinin bulunmadığını, üzerine atılı suçtan dolayı kollukta ve savcılıkta ifade vermediğini, önceden kaybettiği fotoğraflı sigorta kartındaki kimlik bilgilerinin başkası tarafından kullanılarak ifade verilmiş olabileceğini, tutanaklardaki imzaların kendisine ait olmadığını belirtmesi nedeniyle katılan vekilince dosyaya ibraz edilen CD'lerdeki görüntülerde bulunan şahıs ile sanığın aynı kişi olup olmadığının tespiti açısından 20.11.2007 ve 01.04.2008 tarihli oturumlarda CD çözümü ve yüzleştirme hususunda karar alındığı halde, karar gereği yerine getirilmediği gibi, bu ara karardan vazgeçmenin gerekçesi de belirtilmediği anlaşılmakla, bu mukayese yapılmadan sanığın mahkeme huzurunda alınan imzaları ile tutanaklardaki imzaların mukayesesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna dayanarak eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.