Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15950 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1258 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/29528MAHKEMESİ : Samsun 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 13/07/2010NUMARASI : 2010/50 (E) ve 2010/632 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü; Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Şikayetçinin yatalak eşinin emekli maaşını çekmek için bankaya gittiği, ATM cihazına kartı taktığında işlem yapılamadığı ve kartın yutulduğuna dair sinyal aldığı, sanığın ATM cihazına bakarak şikayetçiye “makina kartı yuttu'' dediği, bunun üzerine şikayetçinin sanıktan yardım istediği ve şifresini sanığa verdiği, sanığın ise; " ben bu kartı kurtaramıyorum, bankaya git söyle, kartı alsınlar" dediği, şikayetçinin banka şubesine girerek görevliye durumu bildirdiği, görevli ATM cihazını açtığında kartın makinede olmadığını söylediği, yapılan araştırmada şikayetçinin eşine ait olan 630TL paranın hesaptan çekildiğinin anlaşıldığı, sanığın hileli hareketler ile şikayetçiden kartın şifresini öğrenerek haksız çıkar sağladığı, bu eylemiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Sanığın, suç tarihinde ATM’den para çekmek isteyen katılandan yardım etme bahanesiyle şifresini öğrendiği bankamatik kartıyla, rızası dışında katılanın eşine ait hesaptan para çektiği şeklindeki eyleminin TCK'nın 141/1. maddesi uyarınca hırsızlık suçunu oluşturacağı ya da banka kartını haksız olarak ele geçirerek hesaptan para çektiğinin anlaşılması halinde eyleminin TCK'nın 245.maddesinde düzenlenen banka ve kredi kartının kötüye kullanılması suçunu oluşturacağı gözetilerek, bu hususların araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.