Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15947 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10357 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/221262MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 22. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 08/03/2011NUMARASI : 2009/1324 (E) ve 2011/101 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık Ümit'in yokluğunda verilen mahkumiyet hükmü Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre savunmasında beyan ettiği mernis adresine tebliğ edilmiş ise de ; tebligat parçasında tebligatın mahalle muhtarı veya ihtiyar heyetinden birisine verildiğine dair ibare bulunmaması nedeniyle sadece haber kağıdının kapıya yapıştırılasıyla yetinildiği , bu itibarla tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından sonradan vekaletname ibraz eden sanık Ümit müdafiinin temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğuna karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde; Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılana ait B. M.Sanayi Limited Şirketi'ne giden sanık Ümit'in, yem karma ve dağıtma makinesini 17.700 TL bedelle satın almak için katılanla anlaştığı, sözlü anlaşmaları gereğince bedelin 7.200 TL'sinin 31/05/2008 vadeli İ.Bankası K. Şubesine ait müşteri çekiyle, geri kalan kısmın ise nakit olarak ödenmesi konusunda mutabık kalındığı, suç tarihinde, sanık Ümit'in kardeşi olan sanık Mehmet ile birlikte diğer sanık Güneyi'in katılana aitşirkete giderek çeki ve nakit paranın daha sonra gelecek olan sanık Ümit tarafından ödeneceği konusunda katılanı ikna edip kandırarak satın alınan makineyi araca yükleyip götürdükleri, bir süre sonra ortadan kaybolan sanıkların katılandan alınan makineyi bir başka kişiye sattıkları ve bu şekilde dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia ve kabul olunan somut olayda ; ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 28.12.2004 tarih ve 2004/173-228 sayılı kararında da açıklandığı üzere dolandırıcılık suçunun bankanın maddi varlığı olan çek kullanılmak suretiyle işlendiğinin iddia olunması karşısında; eylemin TCK'nın 158/1-f maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar Ümit ve Mehmet müdafii ile sanık Güney'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın gözetilmesine, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.