Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15923 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1109 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/34558MAHKEMESİ : Üsküdar 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 22/06/2010NUMARASI : 2008/152 (E) ve 2010/152 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanık Z.. S..'in olay tarihinden önce katılan C.. G.. den borç para aldığı, ancak borcunu zamanında ödemediği, katılan C.. G..'in sıkıştırması üzerine sanığın "D. Tekstil, Elekt. Mal. Sanayi ve Tic. Ltd. Şti." adına düzenlenmiş D. Bank İ. A. Şubesine ait daha önce yazılarak kullanılan suça konu çeki ele geçirerek çekin ön ve arka yüzündeki yazı ve rakamları kimyasal ve mekanik yöntemlerle silerek ve keşideci T.. D.. adına ona atfen imzalamak suretiyle suça konu 18/08/2007 keşide tarihli 7.000 TL bedelli hamiline düzenlenmiş D.Bank İ. A.Şubesine ait çeki düzenleyip ciro etmek suretiyle borcuna karşılık katılan C.. G..'e verdiği, söz konusu çekin bankaya ibrazında sahte olarak düzenlendiğinin anlaşıldığı somut olayda;1- Dolandırıcılık suçu açısından; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.03.1998 gün ve 8/69 sayılı ve 04.11.2003 tarih ve 6-253/263 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi,önceden doğmuş bir borç veya oluşmuş bir zarar için hileli davranışlarda bulunulması halinde, borç veya zarar kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçu oluşmayacağı, gözetilerek sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,2-Özel belgede sahtecilik suçu açısından; emanette bulunan çek aslı incelenerek iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığı hususu tespit edilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.