Tebliğname No : 11 - 2012/177311MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/01/2012NUMARASI : 2010/304 (E) ve 2012/9 (K)SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın, katılan K.. F..'nun kimliğini sahte olarak tanzim edip akabinde bu sahte kimlik ile 34 VJ 8161 plakalı aracı katılan Özer'e Büyükçekmece 8.Noterliği'nde resmi yolla satış yapması eylemi ile ilgili herhangi bir karar verilmemişse de mahkemesince resmi belgede sahtecilik suçundan zamanaşımı süresi boyunca hüküm kurulması mümkün görülmüştür.Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen,Kamu kurum ve kuruluşlarının,kamu meslek kuruluşlarının,siyasî parti,vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi,bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.Somut olayda; katılan M.. B..'ın sahibi olduğu V.. Oto kiralama şirketine gelen sanık Ş.. D..'a kendisini B.. Ş.. olarak tanıtıp bir yıllığına araç kiralamak istediğini beyan edip B.. Ş.. sahte adıyla düzenlenmiş sahte imza sirküleri, vergi levhası, ikametgah ilmühaberi, elektrik faturası ve sürücü belgesi ile nüfus cüzdanı fotokopilerini katılana sunduğu, ve katılan M.. B.. ile mülkiyeti diğer katılan K.. F..'na ait olup kiralanmak üzere şirkete teslim edilen 34 V.. plakalı Ford Focus marka otoyu aylığı 1.150 TL den anlaşıp araç kira sözleşmesi yaparak ilgili aracı teslim aldığı, akabinde aracın kendisine teslim edilen ruhsatındaki bilgilerden yola çıkarak aracın asıl sahibi olan K.. F..'nin kimlik bilgileriyle kendi fotoğrafını yapıştırıp sahte bir nüfus cüzdanı tanzim edip bu sahte nüfus cüzdanının fotokopisini kullanarak aracı 28/04/2010 tarihinde Büyükçekmece 8. Noterliği'ne müracaat edip durumdan haberi olmayan diğer katılan Ö.. Y..'a sattığı böylece sanığın nitelikli dolandırıcılık, resmi ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda; 1- Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sahteliği tespit edilen ve aslı dosyada olan tek belgenin sanığın katılan ile akdettiği araç kiralama sözleşmesi olduğu, bunun dışındaki diğer belgelerin fotokopiden ibaret olması, buna göre aldatma kabiliyetlerinin bulunmaması ve farklı zamanlarda düzenlendiğine dair delil bulunmadığının anlaşılması karşısında 5237 sayılı TCK'nın 43. madde koşullarının olayda oluşmadığı gözetilmeden zincirleme suç hükümleri uygulanarak sanık hakkında fazla ceza tayini, 2- Dolandırıcılık suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; a)Suçun işlenmesi sırasında, niteliği kamu kurumu olan Nüfus idaresinin maddi varlığı konumunda olan nüfus cüzdanlarının kullanılmış olması karşısında eylemlerin TCK 158/1-d. maddesinde düzenlenen kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında kaldığı gözetilmeden vasıfta hataya düşülerek sanık hakkında 157/1.maddesinin uygulanması,Kabule göre;b)Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına 30/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.