Tebliğname No : 11 - 2011/85191MAHKEMESİ : Tokat Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 21/09/2010NUMARASI : 2010/14 (E) ve 2010/287 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığa hükmedilen cezanın nev'i ve miktarına göre yasal koşulları bulunmadığından, sanık müdafinin duruşmalı temyiz inceleme isteminin, 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 318.maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede, Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen,Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir.Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı,o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir.Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek,kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmıyan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir.Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir.Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır.Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen,Kamu kurum ve kuruluşlarının,kamu meslek kuruluşlarının,siyasî parti,vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hâl kabul edilmiştir.Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi,bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının,ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için,bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir.Araç olarak kullanılma,bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir.Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi,basılı evraklarının,kıyafetlerinin,taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.Somut olayda; Erbaa İcra Müdürlüğünün 2007/3928 nolu dosyası üzerinden alacaklısı K.. Y.. olan, İ..A.. isimli borçlu aleyhine 22.826.00 TL toplam alacak için ilamsız icra takibi yaptığı, ödeme emrinin G.. Mah. G.. Bulvarı No.... sayılı adrese 15.03.2008 tarihinde ölen A..Y.. isimli kişiye yapıldığı, kesinleşen icra takibi üzerinden borçlu İ..A..'nın pay sahibi olduğu, GOP mah. 867 ada, 1 ve 11 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarına kayden haciz konulduğu, dosyada alacaklı görünen K.. Y..'un alacağını noter temliknamesiyle ikinci alacaklı A.. Y..'a temlik ettiği, Tapu kayıtlarının incelemesinde, 867 ada 1 parsel sayılı taşınmazda, borçlu görünen Mustafa oğlu İ.. A.. adına 280/2400, 867 ada 11 parselde ise 696/2400 oranında pay sahibi olduğu, her iki taşınmazında paylı mülkiyet rejimine tabi olduğu, Erbaa Sulh Hukuk Mahkemesinde 2003/634 Esas sayılı dosyası üzerinden, iki taşınmaz ile ilgili açılan ortaklığın giderilmesi davalarının görüldüğü, derdest olan bu davalarda davaların açıldığı tarihten bu yana paydaşlardan İ..A..'ya tebligat yapılamadığı, adresinin tespit edilemediği, yine kimlik bilgilerinin tespit edilememiş olduğu, paydaş İ..A..'ya ilanen tebligat yapıldığı, İ..A.. namı ile bilinen kişinin kimlik bilgilerinin dahi tespit edilememesi nedeniyle Erbaa Sulh Hukuk Mahkemesince 2004/466 Esas 2005/23 karar sayılı kararıyla adres ve kimlik bilgileri meçhul kişi hakkında Erbaa Mal Müdürünün kayyım olarak atandığı ve taraf teşkilinin bu şekilde sağlandığı, Erbaa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/79 esas numaralı dosyası üzerinden taşınmaz üzerinde eklentilerin bulunması sebebiyle muhtesatın aidiyetinin tespiti için kim olduğu tespit edilemeyen ve kimlik bilgileri belirlenemeyen İ..A.. lakaplı kişi adına kayyım olarak Erbaa Mal Müdürü K.. C..'ın davaya dahil edilmesiyle yargılama sonucu muhtesatın A.. Y.. tarafından yapıldığının tespitine karar verildiği, bu dosya içerisinde dinlenen tanıkların beyanları kapsamında İ..A.. lakaplı kişinin 40 sene önce buraları terk ettiğinin belirtildiğinin anlaşıldığı, taşınmaz üzerinde pay sahibi olan İ..A.. isimli kişinin kimlik bilgileri tespit edilemediği ve herhangi bir mirasçısının da belirlenemediği bu şekildeki meçhul kişilere 3561 sayılı Kanun kapsamında o yerin mal müdürlerinin kayyım olarak atanacağı ve bu kişilerin mirasçısıTürk Medeni Kanunu hükümlerine göre Hazine'nin olacağı hükmü karşısında İ..A.. üzerine kayıtlı bulunan payların nihayetinde Hazine'ye ait olduğu, bu şekliyle soruşturma konusu yerler üzerindeki payların kamuya ait olduğunun anlaşıldığı, sanık K.. Y..'un ilamsız takip yoluyla 15.03.2005 Gop Kiremitlik Mevkii 867 ada 1 ve 11 parseldeki hisseler için ödenen para sebebiyle ödeme emri gönderdiği, meçhul olduğu bilinen kişi hakkında yapılan tebligatın meçhul kişi İ..A..'nın yeğeni olduğu yazılan ve 2008 tarihinde ölen A.. Y.. isimli kişiye tebliğiyle icranın kesinleştiği ve takip üzerinden paylar üzerine kayden haciz konulması suretiyle nihayetinde hazineye kalacak olan taşınmazı hileli davranışlarla mülkiyetine sahip olunması amacıyla yapılan eylemlerin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gerekçesiyle sanığın 158/1-e, 35 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, sanık müdafii tarafından dosyaya sunulan Erbaa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/262 esas 2012/341 karar sayılı kararına göre İ..A.. isimli şahsın mirasçılarının hayatta olduğu anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı suçun TCK'nın 158/1-d maddesinde düzenlenen suçu oluşturma ihtimali bulunduğundan, bu dava dosyasının getirtilerek incelenmesi kararda adı geçen İ..A..'nın oğlunun ve diğer mirasçılarının araştırılıp, söz konusu taşınmazın hukuki durumu değerlendirildikten sonra sanık hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.