Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15655 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17075 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/224063MAHKEMESİ : Tavşanlı Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 17/03/2011NUMARASI : 2010/208 (E) ve 2011/171 (K)Suç : Özel belgede sahtecilik(değişen suç vasfına göre resmi belgede sahtecilik),dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, mağdur A.. Ö.. adına hazırladığı sahte nüfus cüzdanı ile katılanın işyerine giderek kendisini A.. Ö.. olarak tanıttığı, ilk gidişinde aldığı ürünün bedelini ödedikten bir süre sonra sanığın aynı işyerine tekrar geldiği, bu kez katılandan bir adet televizyon satın aldığı, karşılığında da, borçlusunun A.. Ö.. olduğu, 1.590 TL bedelli senedi imzalayarak katılana verdiği, senet bedelinin ödenmemesi üzerine yapılan icra takibi sırasında durumun anlaşıldığı, böylece sanığın, sahte nüfus cüzdanı hazırlayıp, ödeme yapmamak amacıyla başkası adına sahte senet düzenleyip bedelini de ödememek suretiyle sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, Suçun, nüfus idaresinin maddi varlığı olan nüfus cüzdanının sahte olarak kullanılması suretiyle işlendiği dikkate alınarak, eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 158/1-d maddesi kapsamında kamu kurumunun aracı kılınması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 29/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.