Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15538 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4158 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/73982MAHKEMESİ : Diyarbakır 4. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 21/09/2010NUMARASI : 2010/424 (E) ve 2010/488 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın internet yoluyla tanıştığı katılana, kendisini Diyarbakır Çocuk Hastanesinde görev yapan doktor K.. E.. olarak tanıtıp bir hafta görüştükten sonra, kaza yaptığını ve paraya ihtiyacı olduğunu söylediği, katılanın sanığa güvenerek 08/07/2008 tarihinde 5.000 TL ile 16/07/2008 tarihinde 1.800 TL parayı, sanığın işlerinin yoğun olduğunu ve hastane personeli olan F.. Ö.. adına göndermesini istemesi üzerine PTT yoluyla sanığa gönderdiği ve sanığa daha sonra ulaşamadığı, bu suretle sanığın katılana yönelik olarak dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, PTT yoluyla gönderilen paranın sanık tarafından çekildiğine dair dosya içerisinde mevcut makbuzlar, sanığın tevilli ikrarı ve tanık K.. E..'in ifadesinde, doktor olarak görev yaptığı hastaneyi defalarca bayan şahısların aradığına ve kendisinin adı kullanılarak para talep edildiğini öğrendiğine, kendisinin kaza yapmadığına ve kimseden para talep etmediğine, ismini kullanarak dolandırıcılık suçunu işleyen şahıslar olduğuna yönelik ifadesi doğrultusunda, sanığın eyleminin 5237 s. TCK'nın 157/1. ve 43 maddelerinde düzenlenen zincirleme nitelikte basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden suçun yasal unsurları itibari ile oluşmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.