Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1533 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7957 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Suçtan zarar gören müşteki Akbank T.A.Ş. vekilinin dilekçesinde açıkça 5271 sayılı CMK'nın 260/1. maddesine göre, davaya katılma talebinde bulunup, temyiz isteminde bulunmadığı anlaşılmakla, hükmü temyiz ettiğine dair tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.5237 sayılı TCK'nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir.Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanunu’nun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.Özel İzmir ... Okulları Limited Şirketii ve ... Ajans Turizm İnşaat Mobilya Sanayi Ticaret Limited Şirketi yetkilisi olan sanık ...'ın 13/02/2006 tarihinde Akbank Bornova Şubesi'nden yetkilisi olduğu ... Ltd Şti için kredi almak amacıyla, daha önce Özel İzmir ... Okulları Ltd Şti'nde idarecilik yapıp ayrılmış olan mağdur Müslüm Atasoy'u borçlu gösteren alacaklı olarak yetkilisi olduğu Özel İzmir ... Okulları Ltd Şti olan 01/06/2006 tanzim tarihli herbiri 1.360,00 YTL bedelli 23/08/2006 - 23/10/2006 - 23/11/2006 - 23/12/2006 vadeli olarak tanzim edilen 4 adet sahte bonoyu, arkasını yetkilisi olduğu her iki şirketinin kaşesini basıp, imzalayıp cirolayarak bankaya teminat olarak verdiğinin iddia edildiği somut olayda;1-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet kararına dair temyiz isteminin incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,2-Dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararına dair temyiz isteminin incelenmesinde;... Ajans Reklamcılık Ltd Şti ile Akbank ... arasında imzalanan 13.02.2006 tarihli kredi sözleşmesi ve ekleri getirtilip kredi teminatı olarak verildiği iddia edilen bonoların kredi alındığı ve sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle düzenlenip bankaya verilip verilmediğinin, önceden doğmuş bir borç nedeniyle verilip verilmediğinin tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule göre;Sanık hakkında TCK'nın 158/son maddesi uyarınca tayin olunacak adli para cezasının belirlenebilmesi için, suça konu kredi sözleşmesi getirtilip suçtan elden edilen haksız menfaatin belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.