Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15251 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14039 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 15 - 2014/221543MAHKEMESİ : Düzce 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 08/10/2009NUMARASI : 2007/383 (E) ve 2009/595 (K)Suç : Güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanığın Düzce K.Konutlar 12. Bölge, 65. adanın yönetim kurulu başkanı olduğu, bu adanın mahalli hesaplarıyla ilgili Düzce Sulh Hukuk Mahkemesi 2006/127 esas numaralı dosyada alınan bilirkişi raporunda bu döneme dair 73.118.07 TL'nin yönetimin uhdesinde bulunduğu iddia edilen olayda, sanık G.. Y..’in Kalıcı Konutlar 8. Bölge 65. ada yönetiminin 10.07.2003 tarihli kararı ile yönetim kurulu başkanı, B.. G..’in başkan yardımcısı, V.. D..’in sözcü ve hukuki işler sorumlusu, Ş.. K..’nin üye, A.. K.. ve F.. K..’nın ise denetim kurulu üyesi olarak görev paylaşımı yaptıkları, 12.03.2006 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında denetim kurulunun ibra edilmesine rağmen, yönetim kurulunun ibra edilmediği ve yeni yönetim kurulu oluşturulduğu, Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat edildiği ve alınan bilirkişi raporu sonucunda 12.03.2006 tarihi itibariyle yönetimin uhdesinde 73.118,07 TL para bulunduğu ve belgelendirilemediğinin tespit edilmesi üzerine sanık hakkında kamu davası açıldığı, yönetim kurulu başkanı olan sanık G.. Y..’in mahkemeye gidere ilişkin yeni faturalar sunması üzerine defter ve belgelerde yeniden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda 07.07.2003-17.07.2004 tarihleri arasında 20.480,21 TL, 18.07.2004-31.07.2005 tarihleri arasında 15.992,88 TL, 01.08.2005-20.02.2006 döneminde ise 29.665,88 TL gelir fazlası bulunmasına rağmen bu paranın hesaplarda bulunmadığının belirtildiği, yönetimin uhdesinde olması gereken paranın nereye ne şekilde harcandığının sanık Gürcan tarafından makul bir şekilde açıklanamadığı, bu nedenle sanık Gürcan hakkında güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğu anlaşılmakla, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 06.04.2010 tarih ve 2010/4-71 Esas, 2010/76 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesiyle, bir infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesinin, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği ve denetim süresinin mahkûm olunan hapis cezası süresinden az olamayacak şekilde belirlenmesi gerektiğinden hareketle, somut olayda anılan emredici düzenlemeye aykırı olacak şekilde, mahkemece sonuç olarak 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verilen sanık hakkında 1 yıl denetim süresi belirlenmesi,2-TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca hapis cezası ertelenen sanık için, aynı kanunun 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,3- 08.11.2007 tarihli duruşmaya katılan suçtan zarar gören A.. K.., 5271 sayılı CMK’nın 234.maddesinin 1.fıkra (b) bendinde tanınan hakları açıklanıp, bu hususun tutanağa geçirilmemesi suretiyle aynı maddenin son fıkrasına aykırı davranılması,4-Sanık hakkında 625 gün adli para cezasının gün karşılığının TCK'nın 52/2 maddesi uyarınca sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önüne alınarak 20 TL olarak belirlenen rakam ile çarpımı suretiyle bulunacak adli para cezasına hükmedilmesi yerine, doğrudan 625 gün adli para cezası tayin edilmesi,5-Kabule göre;Sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının TCK'nın 51. maddesi gereği ertelenemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde ertelemeye karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.