Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15246 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29025 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 15 - 2012/168519MAHKEMESİ : Bursa 13. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 05/04/2012NUMARASI : 2011/322 (E) ve 2012/364 (K)SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün temyiz itirazlarının incelenmesinde,5271 sayılı CMK'nın 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK'nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanık müdafinin haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 2-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün temyiz itirazlarının incelenmesinde,Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, emlak alım satımı yaptığı ve katılanın arsasının satışı için sanığa başvurduğu, sanığın Gamze ve R.. M..' a bir arsa borcu olduğu, bunu ödemek için katılanın arsasını bu kişilere teklif ettiği, katılanı arayarak arsasına müşteri bulduğunu ve nakit paraya satacağını söyleyerek suç tarihinde Yıldırım Tapu Müdürlüğünde buluştukları, katılanın imzadan önce parayı istemesi üzerine sanığın " buraya o kadar para getirilir mi, imzadan sonra bankada vereceğiz " diyerek güven sağlamak içinde cebinden çıkarıp alıcıların yakını tarafından düzenlenmiş olduğunu söylediği 39.000,00 TL meblağlı Celal Meydan keşideli sahte senedi " paranı aldıktan sonra bunu iptal ederiz" diye katılana verip ikna ettiği, ancak imzadan sonra bankaya gidilmediği sanığın hiç bir ödemede bulunmadığı iddia edilen somut olayda, suçun kamu kurumu olan tapu sicil müdürlüğü aracı kılınmak suretiyle işlenmesi nedeniyle eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 158/1-d maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafi ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.