Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15201 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14809 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 11 - 2010/104988MAHKEMESİ : Ankara 6. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 11/03/2010NUMARASI : 2009/334 (E) ve 2010/78 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen,Kamu kurum ve kuruluşlarının,kamu meslek kuruluşlarının,siyasî parti,vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi,bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının,ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için,bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma,bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi,basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.S.. İnşaat Ticaret Limited Şirketinin yetkilisi ve sahibi olan katılanın, şirket merkezinde bulunmadığı zamanlarda süreli işlemlerin yapılabilmesi için ( ihalelere katılma, itiraz etme vb.) şirket kaşesini havi boş A4 kağıtlarını imzalayıp, ihtiyaç olduğunda bu şekilde imzalı olan boş kağıtları, içerikleri ihtiyaç duyulan işlemin niteliğine uygun doldurulmak suretiyle ve şirket adına gereken işlemin yapılabilmesi amacıyla şirkette bıraktığı; imzalanan ancak içeriği boş bırakılan kağıtların şirket çalışanı olan sanık tarafından ele geçirilerek boş kısımları bilgisayar ortamında doldurulup,104000 Euro bedelinde bir senet haline dönüştürüldükten sonra katılan şirket aleyhine icra takibine konularak resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçunun işlendiğinin iddia edildiği olayda;Tüm dosya kapsamına göre; sanığın tüm aşamalarda verdiği sözlü ve yazılı savunmalarında; kendisinin katılana ait şirkette fiilen çalışmadığını, katılana daha önceden borç paralar verdiğini ve bunun karşılığı olarak söz konusu senedin katılan tarafından düzenlenerek kendisine verildiğini, şirketin resmi kayıtlarda olmayan ancak fiilen şirketi yöneten N.. U.. isimli kişi ile bu şekilde para alış verişlerinin daha önceye dayandığını, katılana ve ortağı olan 'a şirket işleri için borç paralar verdiğini, bu miktarda borç parayı verecek kadar zengin olduğunu, söz konusu senedi N.. U..'ın talimatıyla katılanın bizzat kendisi verdiğini belirtmekle; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; kolluk marifetiyle gerekli araştırma yapılarak ve şirkette suç tarihinde çalışan kişilerin belirlenip dinlenilmesi suretiyle sanığın anılan şirkette fiilen çalışıp çalışmadığı, fiilen çalışması karşılığında maaş alıp almadığı, işçi işveren ilişkisini gösterecek iş sözleşmesinin, maaş bordrosunun veya maaş adı altında kendisine ödenen ücrete ilişkin belgelerin temin edilerek dosyaya eklenmesi ile bu hususun net bir şekilde belirlenmesi, söz konusu şirketin fiilen ortağı olduğu iddia edilen N.. U..'ın duruşmaya çağrılarak ayrıntılı olarak ifadesinin alınması, sanık ile olan ilişkisinin sorulması, aralarında daha önceye dayanan para alışverişlerinin olup olmadığının öğrenilmesi, N.. U..'ın şirketin fiilen ortağı olup olmadığı hususunun araştırılarak açıklığa kavuşturulması, sanığın, suç tarihi itibariyle bu miktarda parayı borç olarak verebilecek kadar malvarlığına sahip olup olmadığının tespiti bakımından, sanığın bankalarda kendi adına kayıtlı bulunan hesaplarındaki paraların suç tarihi itibariyle ilgili bankalardan sorularak sonucunun dosyaya eklenmesi, sanık tarafından söz konusu senede istinaden katılan aleyhine başlatılan icra takibi kapsamında katılan tarafından icra takibine itirazda bulunulup bulunulmadığı, hukuk mahkemesinde buna istinaden menfi tespit davası açıp açmadığının araştırılıp sonuçlarının da yargılama dosyasına eklenmesinden sonra toplanan delilere göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.