Tebliğname No : 15 - 2012/102328MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 07/02/2012NUMARASI : 2009/74 (E) ve 2012/18 (K)SUÇ : Mala zarar verme, hakaretDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.Hakaret huzurda işlenebileceği gibi, gıyapta da işlenebilir. Gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için, mağdurun yokluğunda en az ikiden fazla kişilerle ihtilat edilerek yani en az üç kişinin hakaret sözünü öğrenmiş olması kaydıyla hakaretin yapılması şarttır. Mağdur bu sayıya dahil değildir. Mağdurun hazır olması halinde gıyapta hakaret den bahsedilemez. Kendileriyle ihtilat edilen kişilerin bir arada bulunmaları ve hakaret sözünü aynı anda öğrenmelerine gerek yoktur. İhtilat aktarma suretiyle gerçekleşmişse hakaret sözlerinin aynı yada benzer olması aranmalıdır. Fail sözlerini ikiden fazla kişiye söylemekte yada daha çok kişinin duyabileceği bir yerde konuşmakta ve sözleri başkaları tarafından duyulabilmekte,failde bu durumun bilincinde ise ihtilat oluşmuştur.Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.Katılan A.. T..'un K.. Mahallesi, M.. Caddesi G.. Apartmanı'nın kapıcısı, diğer katılan A.. D..'ın ise aynı apartmanın yöneticisi olduğu, sanığın yönetim değişikliği sonrasında kapıcısı olduğu G.. apartmanındaki işinden çıkartılmasına kızarak katılan A.. T..'un park halindeki 03 U.. plaka sayalı aracına 05.09.2008 tarihinde sprey boya ile “sizin için ceza ödemek istemiyoruz, bizim temiz apartmanımızı kirlettiğin yeter, her pisliğin ortada, toplantıda pisliğin ortaya çıkacak defol git” şeklinde yazı yazdığı, ertesi gün ise apartmanın koridoruna “Pezevenk kapıcı, utanmaz, çık git, bizim yönetici adam senin garını s...yor, ben de kızını s..yim, sizin yüzünüzden apartman ceza ödeyecek” şeklinde yazı yazdığı gibi başka bir duvara da “bizim yönetici de senin gibi göt” yazdığı, İzmir Polis Kriminal Laboratuvarı tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda duvardaki yazıların sanığın eli ürünü olduğunun belirtilmesi, Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden alınan raporda sanığın ceza ehliyetinin tam olduğunun belirtilmesi ve sanığın kovuşturma aşamasında alınan savunmasında suçlamaları kabul ettiği somut olayda;Sanığın katılan A.. T..'a yönelik eylemlerine ilişkin olarak; sanığın katılanın aracına sprey boya ile yazdığı hakaret içeren sözler nedeni ile mala zarar verme ve hakaret suçlarını oluştuğu, 5237 sayılı TCK'nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereğince bir fiil ile farklı iki suçun oluşmasına sebebiyet veren sanığın bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılması ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden hakaret suçundan da ayrıca mahkumiyet hükmü kurulması, sanığın apartmanın iç duvarına yazdığı yazılar nedeni ile katılanın malına zarar verilmediği için şikayet hakkının bulunmadığı gözetilmeden sanığın ayrıca bu suçtan dolayı da cezalandırılması ve TCK'nın 43. maddesi uygulanması suretiyle fazla ceza tayini ile sanık V.. B..'un A.. D..'a yönelik hakaret ve mala zarar verme suçlarına ilişkin olarak; sanığın A.. D..'a yönelik eylemleriyle ilgili açılmış bir kamu davası bulunmamasına rağmen, ek savunma hakkı verilerek CMK'nın 225/1 maddesine aykırı olarak sanık hakkında A.. D..'a ahakaret ettiği ve malına zarar verdiği iddiasıyla mahkûmiyet hükmü kurulması,Kabule göre de; Sanığın hakaret suçları nedeni ile hükmedilen cezadan TCK'nın 43. maddesi gereğince yapılan arttırım sırasında 4 ay 11 gün yerine, 4 ay 10 güne hükmedilmesi ve sonuç olarak 3 ay 19 gün yerine 3 ay 18 gün hapis cezasına hükmedilmesi,5237 sayılı TCK'nın 53/4 maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık için, aynı yasanın 53/1 maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.