Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15089 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 955 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/97154MAHKEMESİ : Konya 3. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 01/11/2010NUMARASI : 2009/132 (E) ve 2010/349 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanığın, katılandan satın aldığı mallar karşılığında müşteri çeki olarak ciro edip verdiği toplam 12 adet çekin sahte çıktığı, sanığın katılan M.. Ö..'a verdiği çeklerden Asya Katılım Bankası Yenişehir Şubesine ait, keşidecisi A.. Gıda Otomotiv Emlak İnş. Ve Malz. San ve Tic. Ltd Şti olan, 28.06.2007 keşide tarihli 3.800,00 TL bedelli çekin arkasına katılan O.. A..'ın bilgisi dışında işyerine gelerek kaşesini basıp adına ciro yaptığı, yapılan kriminal incelemede çekin ön ve arka yüzündeki yazı ve rakamların sanığa ait olduğunun tespit edildiği, sanığın savunmasında suça konu çeklerin müşterilerinden kargo ile geldiğini, çekleri kimlerden aldığını hatırlamadığını söylediği, çeklerin çalıntı oldukları ve ilgili bankalara ödemeden yasaklama talimatları verildiğine dair belgelerin dosya içerisine alındığı somut olayda; katılan M.. Ö..'un sanığa verdikleri şeker karşılığında çekleri aldığını, sanığın Asya Katılım Bankasına ait çeki diğer katılanın işyerinin önünde verdiğini söylemesi ve sanık savunmasından da çeklerin birlikte mi ayrı ayrı mı, katılan ile aralarındaki alış veriş esnasında mı yoksa doğan borca karşılık sonradan mı verildiklerinin anlaşılamaması nedeni ile suçun unsurlarının tespiti bakımından katılan ve sanıktan bu hususların sorulup varsa belgelerinin de dosya içerisine alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.