MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğuna zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma suça konu şeyin amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Türk Medeni Kanunu'nun "Mülkiyet hakkının içeriği" başlıklı 683. maddesi: "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü ile malikin mülkiyet hakkını yasal sınırları içinde kullanabilme yetkisini düzenlemiştir. Öte yandan, anılan kanunun taşınmaz mülkiyet hakkının kısıtlamalarını düzenleyen "komşu hakkı" bölümünde yer alan 740. maddesi ise, başkasının mülküne taşarak zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibinin istemi üzerine uygun bir süre içinde kaldırılmaması halinde, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği ve kendi mülkiyetine geçirilebileceği hükmünü içermektedir.Görüleceği üzere bu madde ile de mülkiyetin taşkın kullanımına kısıtlama getirilmiştir. Buna göre mülk sahibi bu hakkını, önceden istemde bulunmasına karşın taşan dal ve kökler uygun bir süre içinde kaldırılmadığı takdirde kendisi kullanabileceği gibi, bu zararın mahkeme aracılığı ile giderilmesini de isteyebilir.Sanık ile katılanın bitişik arazilerde komşu oldukları, katılanın bahçesinde dikili bulunan ağaçların ve sanığa ait araziye taşan dallarının deniz manzarasını kapattığı, bu durumdan rahatsız olan sanığın katılana ait ağaçların dallarını budadığı şeklindeki somut olayda; sanığın katılana daha önce ağaçların dallarını kesmesi konusunda herhangi bir bildirim yapıp yapmadığı araştırılıp, sanığın eyleminin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 740. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve içeriği itibariyle hukuka uygunluk sebebi olarak düzenlenmiş olan yasal düzenleme kapsamında kalıp kalmadığı tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 1- Katılma talebi hakkında mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmeyen şikayetçi ... katılan sıfatını kazanmadığı halde, sanığın avukatlık ücreti ödemekle yükümlü tutulmuş olması,2- Mahkumiyete esas alınan uygulama maddesinin "TCK'nın 152/1-c maddesi" olarak belirtilmesi gerekirken, "TCK'nın 151/1-c maddesi" olarak yanlış gösterilmiş olması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.