Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1495 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 23685 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : Beraat"Nitelikli güveni kötüye kullanma" suçundan, sanıklar hakkında CMK'nın 223/2-a maddesi tatbik olunarak verilen "beraat" hükümleri, katılan ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;I) Atılı suçtan sanık ... hakkında verilen "beraat" hükmüne yönelen katılan şirket vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanığın, acentalık sözleşmesi ve ek sözleşmesini .....Ltd ünvanlı şirketin küçük ortağı ve müteselsil-müşterek borçlu sıfatlarıyla imzalamış olmasının suç teşkil ettiği ileri sürülen fiilde, anılan şirketin temsil ve ilzama yetkilisi (müdürü) olmaması nedeniyle, suçun faili olmasına yeterli olmayacağı, "ceza sorumluluğunun şahsiliği" ilkesi çerçevesinde değerlendirme yapıldığında, mahkemenin (neticesi itibariyle) verdiği "beraat" kararında bir isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sanık ... hakkında verilen beraat hükmünün ONANMASINA, II) "Nitelikli güveni kötüye kullanma" suçundan sanık ... hakkında verilen "beraat" hükmüne yönelen katılan şirket vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince:......Ltd ticari ünvanlı şirketin, temsil ve ilzama yetkilisi olduğu dosya kapsamından anlaşılan sanığın, katılan şirketle 12.04.2007 ve 13.01.2009 tarihlerinde yapılan sözleşme ve ek sözleşmeler çerçevesinde "sigorta acentalığı" faaliyetlerini sürdürdüğü (acentalık sözleşmesi fesih tarihi: 23.03.2010) zaman diliminde sigorta müşterilerinden tahsil ettiği (poliçe) prim tutarlarını, sözleşme şartlarına uymaksızın, süresi içinde şikayetçi şirket hesaplarına intikal ettirmemesi fiilinin suç teşkil ettiği iddia olunmakla ve sanığın da aşamalardaki anlatımlarında genel olarak ilk acentalık sözleşmesinin.... Sigorta T.A.Ş, sonraki ek sözleşmenin ise.... Sigorta A.Ş. ile yapıldığını, sigorta şirketlerinin satışı-birleşmeleri aşamalarında husule gelen hesap karışıklıklarının sonradan karşılarına çıkarıldığını, yoksa acentelik faaliyetleri sırasında poliçe düzenledikleri her müşteriden tahsil ettikleri primlerin belli tutarlarını zamanında şikayetçi tarafa ilettiklerini savunması karşısında; hangi tarihlerde, hangi sigorta müşterilerinden, ne tutarda prim tahsilatı yapılıp, acentalık sözleşmesi çerçevesinde A.Ş hesaplarına belli sürelerde aktarılması gereken hangi miktarların iletilmeyerek iddiaya konu borcun oluştuğunun (böylece suç tarihinin de) her iki şirketin de defter ve kayıtları uzman bilirkişiye incelettirilerek rapor alınması, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/79 E sayılı "itirazın iptaline" ilişkin dava dosyasının getirtilip incelenmesi, orada bilirkişi raporu alınmış ise bir örneğinin dosyaya intikal ettirilmesi, bu davayı ilgilendiren sair bilgi-belgelerin de birer örneğinin alınması, acentalık sözleşmesinin feshine dair ihtarnamenin hangi tarihte tebliğ olunduğunun ortaya konulması, 12.04.2007 ve 17.03.2010 tarihleri arasını kapsayan dönemde ......Ltd ticari ünvanlı şirketin ortak ve temsile yetkililerini gösterir kaydın ilgili Ticaret Sicili Memurluğundan istenip dosyaya konulması, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre sanık ...'in hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma-kovuşturmayla yazılı biçimde hüküm tesisi,Bozmayı gerektirmiş, katılan şirket vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.