Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14844 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 943 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Şikayetçilerden .....'nin olay öncesinde diğer şikayetçi ... ... Bölge Müdürlüğü'nde çalışırken sanıklardan ... ile tanıştığı, her iki sanığın kendi adlarına olay öncesinde .. ilçesinde ... olarak çalıştıkları, sanıkların kendi acentasını açan şikayetçi ... ile irtibata geçtikleri ve ... ile yaptıkları sözlü akit gereği, ...'nin Acentası adına sattıkları poliçeleri tahsil edip, ana sigorta şirketi olan ... firmasına gönderilmek üzere ... ... acentasına komisyon karşılığı teslim konusunda anlaştıkları, şikayetçilerden ... iş yerini ...'nin acentası aracılığıyla sigorta edip poliçeyi düzenledikten sonra primi tahsil ettikleri, aynı şekilde sanıkların ... ait iş yeri ve aracın sigortasının yapılmasına aracılık edip primleri tahsil ettikleri, sanıkların maddi ve manevi dayanışma içerisinde hareket ederek şikayetçilerden ... Sigorta Aracılık Hizmetleri Acentasıyla komisyon karşılığı yaptıkları hizmet aktini müteakip, toplam 8.686.70TL parayı şikayetçilerden ...'nin yetkilisi olduğu acentaya dolayısıyla da ana sigorta firması olan şikayetçi... A.Ş'ye nakletmeyip zincirleme olarak zimmetlerine geçirdikleri, sanıkların bu eylemleriyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanıkların savunması, katılanların ve tanıkların beyanları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, atılı suçun sanıklar tarafından işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanıklar hakkında güveni kötüye kullanma suçundan tayin edilen temel ceza da TCK'nın 43/1 maddesi uyarınca 1/3 oranında artırım yapılırken hapis cezası ile belirlenen adli para cezasının 320 gün yerine 300 gün olarak belirlenmesi ve indirim ile paraya çevirme işlemlerinin bu miktar üzerinden yapılmış olması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK'nın 53/3. maddesi gereğince, mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlülerin kendi altsoyları dışında kalanlar üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanun'un 53/1. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeyerek hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı yasanın 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasına “TCK'nın 53/3. maddesi gereğince, hükümlülerin kendi altsoyları dışında kalanlar üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanun'un 53/1-c maddesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.09.2014 tarihinde suç vasfı yönünden oybirliğiyle karar verildi.