Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14837 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4066 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/96621MAHKEMESİ : İstanbul 35. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 03/11/2010NUMARASI : 2009/360 (E) ve 2010/1417 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, açtığı müzikhole gelen yabancı uyruklu sanatçılar için şikayetçi ile kiralık ev bulunması, kiralık araç ve şehir içi transfer hizmetleri hususunda anlaşma yaptığı, şikayetçinin de gelen yabancılar için bu hizmetleri sanığa sağladığı, bunun üzerine sanığın, şikayetçiye borcuna karşılık gelmek üzere 6 adet toplam 85.000 TL'lik Akbank İstinye Şubesine ait çekleri verdiği, bu çeklerin bedellerinin ödenmemesi üzerine, sanık ile şikayetçi arasında varılan mutabakat uyarınca, sanığın şikayetçiye olan borcunun 40.000 USD olduğunun belirlendiği ve sanığın şikayetçiden, daha önce verdiği 6 adet çeki geri alarak, şikayetçiye, 15.000 USD ile 25.000 USD bedelli Amerika Birleşik Devletleri bankasına ait 2 adet çeki verdiği, ancak bu çeklerin ödenmemesi hususunda muhatap bankaya bildirimde bulunduğu şeklindeki eyleminin; 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.