MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : Beraat, mahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Katılanın otomobilini periyodik bakımını yaptırmak üzere sanıklar ... ve ...’ın birlikte diğer sanıklar ... ve ...'dan kiralayarak çelıştırdıkları oto bakım servisine bıraktığı, aracın amortisörlerinin değişmesi gerektiği, bu nedenle aracın dükkanda kalması gerektiği söylendiğinden katılanın aracını dükkana bıraktığı, hafta sonu sanık ...’nın katılana haber vermeksizin katılanın aracı ile Ankara’ya giderken trafik kazası yaptığı ve araçta 14.300-TL civarında bir zarar meydana geldiği,sanığın aracı Konya’ya getirerek kaportacıya tamire verdiği, katılanın durumu öğrenmesi üzerine sanık ... ile görüştüğü ve sanığın katılana 30.000-TL bedelli bir senet verdiği, ancak senedi ödemediği somut olayda;1- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine ilişkin olarak yapılan temyiz talebine yönelik incelemede;Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanıklar ... ve ... ...’nın, dükkanı sanık ...’ya kiraladıkları ve dükkanın işletilmesi ile bir ilgilerinin olmadığı anlaşıldığından, sanık ...’ın ise sanık ... ile herkesin kendi yaptığı işin parasını alma koşuluyla birlikte çalıştıkları ve katılanın aracının tamiri ile sanık...’nın ilgilenmesi nedeniyle sanık ...’ın da katılanın aracının dükkana bırakılması olayıyla bir ilgisinin olmadığı kabul edilerek cezaların şahsiliği prensibi de göz önüne alınarak bu sanıkların atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2- Sanıklar ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin olarak yapılan temyiz talebine yönelik incelemede;Sanık ...’nın, katılan tarafından kendisine tamir için bırakılmak suretiyle zilyedliği kendisine devredilmiş araç ile zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunarak Ankara’ya gitmek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- 5237 sayılı TCK'nın 155/2. maddesi uyarınca hapis cezası yanında adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,2- Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün 2/4. fıkrasında TCK'nun 53/1 maddesi uyarınca hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmesi karşısında aynı hükmün 2/9 fıkrasında TCK'nun 53/1 maddesindeki hak yoksurnluklarının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi sureti ile çelişkiye düşülmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.