Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14789 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3778 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/80619MAHKEMESİ : Kocaeli 6. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/05/2010NUMARASI : 2009/304 (E) ve 2010/260 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.Katılanın kamyonunda şoför olarak çalışan sanığın, şoför olarak çalıştığı 16 V.. plakalı kamyon ile Gölcük yolu üzeri Başiskele ilçesinde bulunan K.. Otogaz isimli LPG istasyonuna giderek kamyonun deposunda bulunan bir miktar mazotu çekip 30,00 TL karşılığında pompacıya sattığı iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda; katılan ve tanık E.. D..'in ifadelerinde, daha öncesinde sanığın yola çıktığında değişik yerlerde araçtaki mazotu sattığını duymaları nedeniyle olay günü sanığı takip etmeye karar verdiklerini, yanlarında polis memuru olan ve o gün izinli olan Mustafa'nın da geldiğini, sanığın yolda K.. Otogaz isimli LPG istasyonuna yanaştığını, bir süre burada kaldıktan sonra istasyondan ayrıldığını, sanığın gitmesinin ardından istasyona gittiklerini ve pompacıya mazot alıp almadığını sorduklarını, pompacının ilk başta kabul etmediğini, sonra ise 30 TL'lik mazot aldığını belirttiğini, bunun üzerine mazotu satın alan pompacı ve LPG istasyonu sahibi ile 07/03/2009 tarihli bir tutanak tuttuklarını, daha sonra sanığı telefonla aradıkları halde sanığın dönmediğini, ertesi gün geldiğinde işine son verildiğini beyan etmeleri, dosya arasında bulunan ve altında katılan V.. Y.., tanık E.. D.., E.. Ş.. ve K.. Otogaz yetkilisi İ.. K..Ş..'a atfen atılan imzalar bulunan 07/03/2009 tarihli tutanak içeriğine göre, sanığın katılana ait araçta bulunan depodan mazot çekerek sattığının, pompacı E.. Ş..'un beyanına göre haftada en az iki kez bu şekilde mazot alışverişi yaptıklarının belirtilmesi, tutanakta ismi geçen İ..K..Ş..'un tanık olarak alınan beyanında, işlerle babası İ.. Ş..'un ilgilendiğini, tutanaktan haberi olmadığını ifade etmesi üzerine dinlenen İ.. Ş..'un ise, K.. Otogaz isimli işyerinin oğlu İ.. K.. Ş..'a ait olduğunu, LPG istasyonu ile ilgili işleri kendisinin takip ettiğini, istasyonda sadece LPG sattıklarını, başkaca petrol ürünü satmadıklarını, işyerlerinde E.. Ş.. isimli bir kimsenin çalışmadığını, E.. K.. isimli bir şahsın çalıştığını, dosya içerisindeki 07/03/2009 tarihli tutanaktaki kaşenin de kendi işyerlerine ait kaşe olmadığını, kendi kaşelerinin daha farklı olduğunu, yine kaşe altındaki imzanın da kendisine ait olmadığını beyan etmesi, bahse konu istasyonda pompacı olarak çalışan E..K..'ın da, K.. Otogaz isimli işyerinde pompacı olarak çalıştığını, burada E.. Ş.. isimli bir şahsın çalışmadığını, Erkan isimli bir tek kendisinin olduğunu, olay tutanağında bahsi geçen 16 B... plaka sayılı araçtan mazot alınması işleminin olmadığını, işyerinde sadece lpg sattıklarını, olay tutanağı altındaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını belirtmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, 07/03/2009 tarihli tutanak altında E.. Ş.. ismiyle imzası bulunup gerçekte isminin E.. K.. olduğu anlaşılan şahsın ve yine tanık İ.. Ş..'un tutanak içeriğini ve imzaları inkar ettikleri anlaşıldığından, imza incelemesi yaptırılarak söz konusu tutanaktaki imzaların tanıklara ait olup olmadığının tespit edilmesi ve olaya ilişkin bilgi ve görgüsü olduğu belirtilen polis memuru M.. Ö..'in tanık sıfatıyla ifadesine başvurularak olayın detaylı bir şekilde açıklattırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.